Beşiktaş Doğru Yolda Mı?

Beşiktaş Doğru Yolda Mı?

    Feda sezonunun bitmesiyle seçim sürecine giren Beşiktaş camiasında kongre üyeleri "Feda bitti. Şimdi Vefa zamanı!" diyerek ezici bir üstünlük ile Fikret Ormanı sandıktan başkan olarak çıkardı. Futbol direktörü, Teknik Direktör, Transferler belirlendikten ve lig başladıktan sonra Yönetim ve Başkan çok fazla konuşulmayacaktır. Taraftarlar 90 dakikaların sonunda övgüsünü de, sövgüsünü de futbolculara, hocaya veya hakeme yapacaktır. Ancak teknik direktörsüz ve transfersiz adeta bir boş bir arazi gibi olan Beşiktaş Futbol Takımını sıfırdan yapılandıran ve en kritik kararların başlangıç noktasın Fikret Orman ismi vardır. Taraftarların bunu unutmamasını içtenlikle temenni ederim.

    Fikret Ormanın kafasındaki Beşiktaş Futbol Kulübü 'sade ve modern' bir Futbol Kulübüydü. Bunu yolda ilk olarak Futbol Direktörlüğü görevini aktif ederek bu göreve futbol bilgisi yüksek, dinamik ve hırslı bir isim arayışı sonucunda Önder Özeni getirdi. Bu adım Beşiktaş için çok ama çok önemli bir adımdı. Özellikle çorap değiştirir gibi Teknik Direktör değiştirilen güzel ülkemde Futbol Direktörlüğü bu derde derman niteliğindeydi. Neden mi; Her başarısız sezonun ardından teknik direktörün değişmesi kulüpte istikrar sağlanmasını imkansızlaştırıp kulübün hiçbir futbol mantalitesi olmayan boş, gelen geçen hocaların kafasına göre denemeler yapıp başarısızlık sonucunda geldiği gibi bomboş bir şekilde bırakıp gittiği bir kulüp olarak hem imaj hemde futbol talihi açısından yerlerde sürünmesini sağlıyordu. Ancak Futbol direktörlüğü görevinin aktif hale gelmesinden sonra artık takım hocayla yollarını ayırsa da sahipsiz kalmayacak ve futbolu bilen biri olan futbol direktörü tarafından teslim alınıp yeni hocaya teslim edilecek. İşte bu görev koca bir kulübü "dingonun ahırı" olmaktan kurtaracak bir görevdir.

    Önder Özenin teknik direktör olarak Slaven Bilici seçmesi imkanlar dahilindeki en iyi seçimdi. Önder Özen gibi genç ve henüz kendini kanıtlamamış bir futbol direktörünün yer aldığı kulübe yaşlı ve tecrübeli bir teknik adamın gelmesi pek beklenemezdi açıkçası. Bu yüzden kendisi gibi, aynı kafadan bir hoca olan Bilici seçmesi mükemmel bir karardı. İki hırslı, dinamik, genç ve futbol bilgisine inanan 'teknik' adamın kafa kafaya verip takımı adam edebileceği bir ortam oluşturuldu. Bu noktada tekrar hatırlatmak istediğim şey bu ortamın mimarının Fikret Orman olduğu gerçeğidir.

Gökhan Töre Transferi

    Önder Özen'in göreve geldikten sonra attığı ilk somut adım olan Gökhan Töre transferi bazı kesimlerce eleştirildi. Sebep ise Gökhan Töre'nin "bal yapmayan arı" oluşuydu. Gol sayısının çok az olması, geçen sezonki başarısızlığı vb. şeylerle transfer eleştirildi. Ancak sanırım bu eleştirileri yapanlar türk futbolu için son dönemlerde alınan en radikal karar olan 6+0+4 kararını unutmuşlar. Artık büyük kulüpler için türk futbolcu elmas değerinde. Büyük Kulüplerin artık ellerindeki fazla yabancılardan kurtulup takımlarını yıldız futbolcular + türkler olarak yeniden inşa etmeye çalıştığı bir ortamda Gökhan Töre gibi potansiyeli yüksek olan bir futbolcuyu kadroya dahil etmek son derece mantıklı bir adımdı. Önder Özen'i bu transferden dolayı alkışlarken durmayın çünkü alkışlanması gereken bir başka transferden daha bahsedeceğim.

Pedro Franco

     22 yaşında genç kategorilerde "en iyi futbolcu" ünvanının almış, takıma güven veren bir stoper olan Francoyu 2.4 M€ karşılığında 5 yıllık bir imza ile takıma katılması çok doğru bir hamleydi. düşük sayılabilecek bir bonservis ücretinin yanı sıra futbolcuya ilk 2 sene için 750.000 € sonraki 3 sene için 500.000 € ödenecek olması da ayrı bir sözleşme başarısıdır. Peki son 2 sezondur çok fazla ve komik goller yiyen Beşiktaş'ın aradığı tipte bir stoper midir Pedro Franco? Evet! Aynen öyle... Gol atayım hücum yapayım derken saçma pas hatalarıyla rakibe kontra atak fırsatlarını bolca veren ve geriye dönemeyen dönse de dönerken binbir türlü pozisyon hatası yapan Beşiktaş savunmasının aradığı 'çevik kuvvet' stoper Pedro Franconun ta kendisidir. Franco'nun hızlı dönüşleri Beşiktaş savunmasına ilaç gibi gecelektir. Bunun yanı sıra isabetli uzun paslarla takımı hücuma kaldırabilme özelliği Beşiktaşın kalitesini mutlak artıracaktır. Peki Franco'nun göbekte partneri kim olacak derseniz bunda farklı faktörler devreye girer. Pedro Franco'nun boyu 1.83 Sivok'un ise 1.85 ilk bakışta kısa bir göbek olduğunu görmek çok kolay. Ancak Sivoku zaten yıllardan beri tanık olduğumuz üzere hava toplarına hakim olduğunu ve yeni transfer Franconun da hava toplarında iyi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden göbeği bu iki yabancıya teslim etmek bence doğru karar olacaktır. Tabiki göbek ahnegi, uyumu zamanla oluşacak birşeydir ve bunun için bekleyip görmemiz lazım. Sivok dışında Ersan-Franco ikilisi çok ofansif taktiklerde hücuma katkı sağlayan iki stoper olarak oynatılabilir.

Muhammet Himmet Ertürk

    Hazırlık kampına Muhammet Ertürk'ün de götürüldüğünü görünce çok sevindim. Beşiktaş bu genci kazanabilirse takımın geleceği için çok faydalı olacaktır.

Mehmet Akyüz

     Mehmet Akyüz Almanyaya götürülmedi. Muhtemelen bu kararı Önder Özen vermiştir. Nitekim Bilic onunla pek çalışma fırsatı bulmadı ve hakkında pek fikri olduğunu sanmıyorum. Önder Özenin bu kararını doğru buluyorum. Mehmet Akyüzün genç olmadığını ancak 18'lik bir genç kadar özgüvensiz olduğunu sanırım herkes biliyor ve görüyordur.

Tanju Kayhan

    Tanju Kayhan Beşiktaşa geldiği günden beri benim çok ümitli olduğum bir futbolcuydu. Geçtiğimiz sezon Mersin İdman Yurdu'nda kiralık olarak forma giydi. Rapid Wien döneminde potansiyelini herkese göstermişti. Ben futbolda potansiyele inanırım. Eğer doğru şekilde yönlendirilirse o potansiyel birgün mutlaka ortaya çıkar. En azından kadroda tutulmalı diye düşünüyorum.

Slaven Bilic

     Bilic'e güvensemde mutlaka başarılı olacağını söylemek imkansız. Henüz doğru düzgün bir kulüp tecrübesi yok ancak potansiyelini dünyaya kanıtlamış hırslı ve futbol bilgisi yüksek bir teknik direktör olduğu gerçeğinden yola çıkarak ona herkesin güvenmesini ve bir kaç kötü sonuçtan sonra küsülmemesini temenni ediyorum. Önder Özen ve Slaven Bilic ikilisine en az 2 yıl sabredilmeli. İstedikleri takımı oluşturduklarında başarıyı yakalayacaklarına inanıyorum. Sadece birazcık güven...

    Bilic hakkında ayrıntılı bir yazıyı hazırlık maçlarından sonra kaleme alacağım.

                                                                                                 Sevgiyle ve Futbolla...

                                                                                                                        Bet Of Life